Binek Araçlarda Kullanılan Formula 1 Teknolojileri Nelerdir?

Son güncellenme tarihi: 14.07.2023 17:42


Her yıl takımların yüz milyonlarca dolar harcadığı Formula 1, aşırı maliyetleriyle göze batan bir spor dalı olsa da aslında sıradan bir motor sporundan çok daha fazlası. Motor sporlarının doruğu olan Formula 1, aynı zamanda otomotiv sektörü için de devasa bir inovasyon ve AR-GE alanı yaratıyor. Bu yazımızda gelin sizlerle beraber, Formula 1’den gündelik kullandığımız yol araçlarına hangi teknolojilerin miras kaldığına göz atalım.

Formula 1

İkinci Dünya Savaşı sonrası başlayan otomobil teknolojilerinin gelişim yarışında Formula 1, sadece pilotların hırslarını ve yeteneklerini kanıtlamaya çalıştıkları bir spor dalı olmanın çok ötesine geçti. Aynı zamanda, aralarında yoğunlukla binek ve spor araba üreticileri bulunan birçok takımın da teknoloji yarışına öncülük etti. Formula 1’den yol araçlarına aktarılan Formula 1 teknolojilerini tüm detaylarıyla anlatmaya bu kısa yazı yetmese de bilhassa öne çıkanları sizler için derledim.

F1 Vitesi

F1 vitesi, Formula 1 yarış araçlarında kullanılan özel bir vites sistemidir. Bu sistem, yarış aracının vites değişimini daha hızlı ve hassas bir şekilde yapabilmek için tasarlanmıştır.

F1 araçlarında kullanılan vites sistemi genellikle yarı otomatik olarak adlandırılır. Şanzımanın vites değiştirme işlemi, pilotun isteğine bağlı olarak manuel olarak yapılabilirken, vites geçişleri genellikle elektronik olarak kontrol edilir.

F1 araçlarında vites, direksiyon üzerindeki özel kollar veya pedallar aracılığıyla değiştirilebilir. Geleneksel bir otomobilde olduğu gibi vites kolu veya debriyaj pedalı bulunmaz. Bu sayede pilotlar, direksiyonu bırakmadan hızlı bir şekilde vites geçişlerini gerçekleştirebilirler.

F1 araçlarında genellikle 8 veya 9 ileri vites kullanılır. Yarış sırasında pilotlar, vites değişimlerini hızlı bir şekilde yaparak aracın hızını ve performansını en üst düzeye çıkarmaya çalışırlar.

F1 vites sistemi, yüksek performanslı yarış araçlarında kullanılan özel bir teknoloji olduğu için normal yol araçlarında bu tip bir vites sistemi bulunmaz.

F1 vites sisteminin tarihçesi, Formula 1 yarışlarının başlangıcından itibaren uzanır. İlk Formula 1 yarışlarına geriye gittiğimizde, araçlar manuel vites sistemleriyle donatılmıştı. Pilotlar, vites değişimlerini debriyaj pedalını kullanarak ve vites kolunu hareket ettirerek gerçekleştirirdi.

Ancak 1980'lerin ortalarından itibaren, F1 araçlarında yarı otomatik vites sistemleri kullanılmaya başlandı. Bu sistemler, vites değişimlerini daha hızlı ve hassas bir şekilde yapmak için elektronik ve hidrolik sistemlerle destekleniyordu.

1991 yılında Ferrari, F1 araçlarında kullanılan ilk yarı otomatik vites sistemini tanıttı. Bu sistemde pilotlar, direksiyon üzerindeki pedallarla vites değişikliği yapabiliyorlardı. Ferrari'nin bu yeniliği, diğer takımların da dikkatini çekti ve yarı otomatik vites sistemleri F1 araçlarında yaygınlaşmaya başladı.

2000'li yılların başından itibaren, F1 araçlarındaki vites sistemleri daha da gelişti. Yarı otomatik sistemler, hızlı ve kesintisiz vites geçişleri için daha karmaşık elektronik ve hidrolik kontrollerle birleştirildi. Bu sayede pilotlar, vites değişimlerini hızla gerçekleştirerek daha iyi bir performans elde etme imkanına sahip oldular.

2014 yılında ise F1 araçlarında tam otomatik vites sistemleri kullanılmaya başlandı. Bu sistemlerde, pilotlar direksiyon üzerindeki pedallar aracılığıyla vites değişimlerini gerçekleştiriyorlardı. Tam otomatik sistemler, daha hızlı vites geçişleri ve daha düşük hata payı sağlamak için geliştirildi.

Günümüzde F1 araçlarında kullanılan vites sistemleri, yüksek teknolojiye sahip karmaşık sistemlerdir. Her takım, kendi vites sistemini geliştirmekte ve araç performansını artırmak için sürekli olarak çalışmaktadır.

Direksiyon Düğmeleri

Direksiyon düğmeleri, otomobil direksiyonunda yer alan küçük düğmeler veya kontrol noktalarıdır. Bu düğmeler, sürücünün direksiyonu bırakmadan çeşitli araç fonksiyonlarını kontrol etmesine olanak tanır. İşte yaygın olarak kullanılan bazı direksiyon düğmeleri ve fonksiyonları:

1. Ses Kontrol Düğmeleri: Bu düğmeler, araçtaki ses sistemiyle etkileşime geçmek için kullanılır. Müzik çalmak, sesi ayarlamak, radyo kanalını değiştirmek veya telefon görüşmelerini kontrol etmek gibi işlemleri yapmak için kullanılır.

2. Telefon Kontrol Düğmeleri: Telefon düğmeleri, elinizde telefon tutarken veya Bluetooth bağlantısıyla eşleştirilmiş bir telefonu kullanırken telefon işlevlerini kontrol etmek için kullanılır. Arama yapmak, çağrıyı sonlandırmak, arama geçmişine erişmek gibi işlemleri gerçekleştirmek için kullanılabilir.

3. Hız Sabitleyici/Kısıtlama Kontrol Düğmeleri: Bu düğmeler, araç hız sabitleyici veya hız sınırlayıcı sistemlerini kontrol etmek için kullanılır. Hızı ayarlamak, hız sabitleme veya kısıtlama işlevini etkinleştirmek veya devre dışı bırakmak gibi işlemleri yapmak için kullanılır.

4. Bilgi Ekranı Kontrol Düğmeleri: Direksiyon üzerindeki düğmeler, araçtaki bilgi ekranını veya gösterge panelini kontrol etmek için kullanılır. Ekran üzerindeki menüler arasında gezinmek, bilgi ekranındaki bilgileri görüntülemek veya özelleştirmek gibi işlemleri gerçekleştirmek için kullanılabilir.

5. Araç Kontrol Düğmeleri: Bazı araçlarda direksiyon üzerinde özel düğmeler bulunabilir, örneğin yol bilgisayarı düğmeleri, far kontrol düğmeleri, silecek kontrol düğmeleri vb. Bu düğmeler, sürücünün temel araç fonksiyonlarını kontrol etmesini sağlar.

Direksiyon düğmeleri araçtan araca farklılık gösterebilir. Araç üreticisi ve modeline bağlı olarak, direksiyon üzerindeki düğmelerin sayısı, konumu ve işlevleri değişebilir. Özellikle yeni nesil otomobillerde, direksiyon üzerinde daha fazla kontrol düğmesi bulunabilir ve sürücülerin kolaylıkla erişebileceği şekilde tasarlanmış olabilirler.


Hibrit Güç Sistemleri

Hibrit güç sistemleri, içten yanmalı bir motorun ve bir elektrik motorunun bir arada kullanıldığı bir güç aktarım sistemidir. Bu sistemler, hem içten yanmalı motorun avantajlarından yararlanmayı hem de elektrik motorunun enerji verimliliği ve çevre dostu özelliklerini bir araya getirmeyi hedefler.

Hibrit güç sistemleri, genellikle benzinli veya dizel bir motorla birlikte bir veya daha fazla elektrik motorunu içerir. Bu elektrik motorları, aracın hareketini sağlamak, ek güç sağlamak veya yakıt tüketimini azaltmak için kullanılabilir. Elektrik motorları, batarya paketlerinden veya regeneratif frenleme gibi yöntemlerle elde edilen enerjiyi kullanır.

Hibrit güç sistemleri, çeşitli avantajlar sunar:

1. Yakıt Ekonomisi: Hibrit sistemler, elektrik motorunun enerji verimliliği sayesinde yakıt tüketimini azaltır. Elektrik motoru, araca düşük hızlarda veya dur-kalk trafikte hareket etme yeteneği sağlar ve içten yanmalı motora kıyasla daha verimli çalışır.

2. Düşük Emisyon: Elektrik motorunun kullanılması, hibrit araçların emisyon salınımını azaltır. Elektrik motoru sıfır emisyonlu çalışabilirken, içten yanmalı motor daha düşük devirlerde veya gerektiğinde devreye girebilir.

3. Performans ve Güç: Hibrit güç sistemleri, içten yanmalı motorun gücüyle birlikte elektrik motorunun torkunu birleştirerek daha yüksek performans sağlayabilir. Elektrik motoru anlık tork sağlayabilirken, içten yanmalı motor daha yüksek hızlarda daha etkili olabilir.

4. Daha Sessiz Çalışma: Elektrik motorunun kullanılması, aracın sessiz ve titreşimsiz bir şekilde hareket etmesini sağlar. Özellikle düşük hızlarda sadece elektrik motoru kullanıldığında araç daha sessiz çalışır.

Hibrit güç sistemleri, farklı konfigürasyonlara ve teknolojilere sahip olabilir. Örneğin, seri hibrit, paralel hibrit veya dışa şarj edilebilir hibrit (PHEV) gibi farklı hibrit türleri bulunmaktadır. Her biri farklı avantajlar ve özellikler sunar.

Hibrit güç sistemleri, otomobil üreticileri tarafından çeşitli modellerde kullanılmaktadır ve gelecekte daha yaygın hale gelmesi beklenmektedir. Bu sistemler, daha çevre dostu ve enerji verimli araçlar için bir geçiş teknolojisi olarak değerlendirilmektedir.

Aktif Süspansiyon

Aktif süspansiyon, bir aracın süspansiyon sisteminin elektronik kontrol üniteleri ve sensörler aracılığıyla dinamik olarak ayarlanabilen bir sistemdir. Geleneksel süspansiyon sistemlerinden farklı olarak, aktif süspansiyon sistemi aracın sürüş koşullarına ve yol şartlarına göre süspansiyon karakteristiklerini otomatik olarak ayarlar.

Aktif süspansiyonun temel amacı, aracın sürüş konforunu artırmak, yol tutuşunu optimize etmek ve yol yüzeyine uyum sağlamaktır. Bunun yanında, sert virajlarda veya ani manevralarda aracın denge ve stabilite özelliklerini iyileştirmek için de kullanılır.

Aktif süspansiyon sistemleri genellikle hidrolik veya pnömatik sistemlerdir ve aşağıdaki bileşenleri içerebilir:

1. Sensörler: Araçtaki sensörler, süspansiyon sistemi için önemli verileri toplar. Bu sensörler, aracın hızı, yükü, süspansiyon hareketi, yol yüzeyi durumu ve diğer parametreleri ölçer.

2. Kontrol Üniteleri: Süspansiyon sistemini kontrol eden elektronik kontrol üniteleri (ECU), sensörlerden gelen verileri analiz eder ve süspansiyon ayarlamalarını yapar. Bu kontrol üniteleri, genellikle aracın diğer sistemleriyle de iletişim halindedir ve dinamik bir süspansiyon ayarı yapmak için verileri birleştirir.

3. Aktüatörler: Aktüatörler, hidrolik veya pnömatik sistemler vasıtasıyla süspansiyon sistemini ayarlar. Bu aktüatörler, amortisörlerin sertliğini, yay sıkılığını veya süspansiyon yüksekliğini değiştirir.

4. Kontrol Algoritmaları: Aktif süspansiyon sistemleri, kompleks kontrol algoritmaları kullanır. Bu algoritmalar, sensör verilerini analiz ederek aracın dinamik durumunu ve yol koşullarını değerlendirir ve buna göre süspansiyon ayarlamalarını yapar.

Aktif süspansiyon sistemleri, sürücünün sürüş deneyimini geliştirirken aynı zamanda güvenliği artırır. Özellikle yüksek performanslı spor araçlarda ve lüks otomobillerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, aktif süspansiyon sistemleri genellikle daha karmaşık ve maliyetli olduğundan, genel olarak yüksek segment araçlarda bulunurlar.

Aktif süspansiyon, araçların sürüş konforunu, yol tutuşunu ve güvenliğini artıran bir dizi avantaja sahiptir. İşte aktif süspansiyonun bazı önemli avantajları:

1. Sürüş Konforu: Aktif süspansiyon, aracın sürüş konforunu artırır. Yol yüzeyindeki düzensizlikleri algılayarak süspansiyon ayarlarını otomatik olarak uyarlar ve sürücüye ve yolculara daha pürüzsüz bir sürüş deneyimi sunar. Bu, titreşimi azaltır ve araç içindeki sarsıntıyı önler.

2. Yol Tutuşu ve Stabilite: Aktif süspansiyon, yol tutuşunu ve aracın stabilitesini artırır. Araç, virajlarda daha iyi kontrol edilebilir ve yan kaymalara karşı daha dirençli olabilir. Aktif süspansiyon sistemleri, aracın eğim alma oranını ve yanal hareketlerini etkin bir şekilde kontrol ederek sürüş güvenliğini artırır.

3. Yüksek Performans: Aktif süspansiyon, yüksek performanslı araçlar için ideal bir seçenektir. Süspansiyon ayarlarını anlık olarak ayarlayabilme yeteneği sayesinde, araç daha hızlı ivmelenme, daha iyi frenleme ve daha yüksek hızlarda daha iyi kontrol sağlayabilir.

4. Ayarlanabilirlik: Aktif süspansiyon sistemleri, sürücünün tercihlerine ve sürüş koşullarına göre ayarlanabilir. Sürücü, sertlik, yumuşaklık veya süspansiyon yüksekliği gibi ayarları isteğine göre değiştirebilir. Bu, aracın farklı sürüş koşullarına uyum sağlamasını ve çok yönlü bir sürüş deneyimi sunmasını sağlar.

5. Dinamik Kontrol: Aktif süspansiyon sistemleri, aracın dinamik kontrolünü iyileştirir. Özellikle ani manevralar veya acil durumlarda, süspansiyon ayarlarının hızla uyarlanabilmesi aracın denge ve stabilitesini artırır. Bu da sürüş güvenliğini önemli ölçüde artırır.

Aktif süspansiyon sistemleri, otomobil üreticileri tarafından özellikle yüksek performanslı ve lüks araçlarda kullanılmaktadır. Bu sistemler, sürüş konforunu ve güvenliğini artırarak sürücülere daha keyifli ve güvenli bir sürüş deneyimi sunar. Ancak, aktif süspansiyon sistemleri geleneksel süspansiyon sistemlerine kıyasla daha karmaşık ve maliyetlidir, bu nedenle genellikle yüksek segment araçlarda bulunur.


Dikiz Aynası

Dikiz aynası, bir aracın içerisinde sürücünün arka tarafa bakabilmesini sağlayan bir aynadır. Aracın ön camının iç kısmına konumlandırılan dikiz aynası, sürücünün arka tarafa yönelik görüş açısını genişletir ve araç trafiğini, diğer araçları ve çevreyi izlemesini kolaylaştırır. Dikiz aynası, sürücünün güvenli bir şekilde şerit değiştirmesine, park etmesine ve geri manevra yapmasına yardımcı olur.

Dikiz aynalarının genellikle iki farklı türü vardır:

1. İç dikiz aynası: İç dikiz aynası, aracın ön camının iç tarafına yerleştirilir ve sürücünün arka taraftaki trafiği izlemesini sağlar. Bu ayna, genellikle bir cam ayna ve arkasında bir metal veya plastik gövdeye sahiptir. İç dikiz aynası, aracın iç kısmından sürücüye yansıyan görüntüyü sağlar.

2. Yan dikiz aynaları: Yan dikiz aynaları, aracın dış kısmına yerleştirilen aynalardır ve sürücünün araçın yan tarafında bulunan trafiği görmesini sağlar. Genellikle her iki yan dikiz aynası da bulunur ve sürücüye geniş bir görüş alanı sunar. Yan dikiz aynaları, genellikle manuel olarak ayarlanabilir veya elektrikli olarak hareket ettirilebilir.

Dikiz aynaları, sürücünün arka tarafa bakabilmesini sağlayarak trafik güvenliğini artırır. Dikiz aynalarının doğru bir şekilde ayarlanması ve kullanılması önemlidir. Sürücü, dikiz aynalarını arka tarafa bakabilmesi için uygun şekilde ayarlamalı ve araç kullanırken düzenli olarak dikiz aynalarına göz atmalıdır. Ayrıca, araç hareket halindeyken dikiz aynalarına fazla güvenmek yerine daima doğrudan arkaya ve yanlara bakmak önemlidir. 


Anahtar Kelimeler:

Araca mı ihtiyacınız var?

NettenKirala.com ile aradığınız aracı uygun fiyata kiralayın.


NettenKirala.com

SG GARANTİ BİLİŞİM OTOMOTİV VE SAĞLIK ANONİM ŞİRKETİ

Yeşilköy Mh. Atatürk Cd. A2 No: 10 Kat: 2/135 İstanbul Dünya Ticaret Merkezi
Bakırköy / İstanbul


İletişim Bilgileri

0212 706 09 20    0542 619 81 02    info@nettenkirala.com